BAKIMDADIR
EVLİLİĞİN BÖYLESİ
Nasrettin Hoca evlen meye niyetlenir. Eş- dost bir hatuncağızı öve öve göklere çıka rırlar. Şöyle huylu! Böyle soylu! Dünyalar güzeli... Hoca'nın gönlünü çelerler. Evlenirler. Zifaf gecesi yüz görümlüğünü veren Ho ca, gelinin duvağını kaldırır. Aman Allah'ım! Çirkin bir gelin. Gelin hanım, kocasına sadakatini göstermek için: - Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim, kime görünmeyeyim? diye sorar. Hoca şaşkın: — Aman hatun, bana görünme de kime görünürsengörün... der.
AKILLI ADAM
Bir adam köy köy dolaşarak dünyanın en akıllısını aramaktadır.Sıra nasreddin hocanın köyüne gelir.Adam köylülere:sizin köyün en akıllısı kim demiş.Onlarda nasareddin hoca olduğunu söylemişler.Adam nasreddin hocanın yanına gelmiş.Yere bir daire çizmiş,hoca da dairei ortadan ikiye bölmüş.Adam tekrar bir daire çizip dörde bölmüş.Nasreddin hoca da üç bölüme çarpı koymuş.Adam eliyle aşağıdan yukarı doğru hareket yapmış,nasreddin hocada yukarıdan aşağıya doğru hareket yapmış.
Adama sormuşlar.Adam da söle demiş:
Bu adam dünyanın en akıllısı,yere dünya çizdim,o da ortadan ekvator geçer dedi.Ben dünyayı dörde böldüm,o da dörtte üçü sudur dedi.Ben yeryüzünden buharlaşma sonucu noolur dedim,o da yağmur oluşur dedi.
Aynı olayı bir arkadaşı hocadan yorumlamasını ister.Nasreddin hoca da,bu adam oburun biri.Yere bir tepsi baklava çizdi,bende yarısı benimdir dedim.O baklavayı dörde böldü,bende dörtte üçü benimdir dedim.O ateşi altından hafif hafif almalı dedi,bende üstüne fındık fıstık eklersek daha iyi olur dedim.
SAHİBİYİM
Hoca, bir gece gürültüyle uyanmış.Bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor.Adamdan korkmuş.Sesini çıkartmamış. Ama peşine de düşmüş.Az sonra, durumu farkeden hırsız, kızgınlıkla sormuş:- Beni neden takipediyorsun bakayım?Hoca, sakin, pişkin yanıtlamış.- Taşıdığın evin sahibiyim de
YEM
Nasreddin Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir. Hava da cok sıcak olduğundan hem kendisi hem eseği kan ter içinde kalırlar. Hoca odunları indirir, yerleştirir. Karısına: - Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir. Karısıda o gün yorgun olduğundan: - Efendi, benim işim var, sen yemleyiver, der. Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar. - Olmaz! Hiç halim yok, veremem, sen ver der. Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır. Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca: - Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der. Karısı teklifi kabul eder. İkisi de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller esmektedir. Telaşla: - Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar. Hoca yattığı yerden doğrularak: - Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
SECDE
Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler. Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :-Evin tahtaları ses veriyor! Adam ukala ya :-Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!Hoca laf altında kalır mı : -Ya aşka gelip secdeye varırsa?
AZRAİL
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış. -Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur. -Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim? -İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.
ELALEMİN AĞZI
Nasrettin Hoca oğlunu okulundan alırken eşekle gelmiş.Oğuluyla eşeğin üzerinde evin yolunu tutmuşlar.Aradan zaman geçmiş.Bir grup insan önlerine çıkmış.Bir insan; "Hoca ayıp değil mi? eşeğe o kadar yükü nasıl taşısın?" Hoca da oğulunu eşekden indirip yanından yoluna devam etmiş.Aradan zaman geçmiş bir insan; "Ayıp ulan ayıp. Küçücük çocuk yürütülürmü?" Hoca çocğu eşeğe oturtmuş. Kendi yoluna devam etmiş.Aradan yine zaman geçmiş birisi; Bu zamane çocukları böyle işte , ihtiyar babaları yürür kendileri eşeğe biner. Bu söz çocuğun ağrına gider ve eşekten iner ikiside yayan giderler. Ordan gevezenin birisi : Enayilere bakın eşek önde gidiyor bunlar yayan Bunun üzerine Nasreddin Hoca : Gürüyorsun ya oğlum elalemin ağzı torba değilki büzesin